Thursday, December 18, 2014

Bir futbol yazisi

Ortadogudaki sinirlari BOP cercevesinde duzenleme, Israil etrafindakileri etkisiz hale getirme, Iran’in onunu acma ve Sunni Cemaatleri tasfiye etme hedeflerinde BOP Spor’un yeni sezon kadrosunu acikliyoruz.


  1. H. Karaman
    “Karaman’in koyunu sonra cikar oyunu” deyiminin kendisine cok yakistigi sag gosterip sol gostermesiyle meshur Karaman hoca, zor zamanlarda uydurabildigi yaratici fetvalariyla takimini kritik anlarda gol yemekten kurtarmasiyla meshur oldu. Kendisi hem savunmanin/savusturmanin belkemigi, hem de fetvalariyla geriden oyun kurucusu.
  2. A. Dilipak
    Yillarin eskitemedigi sag bek Dilipak, ilerleyen yasin(dan utanmadan)a ragmen sahanin her tarafina kosup gerektiginde sol kanada destek veren, ama sag kanattan yaptigi sinsi ataklariyla hem forvete hem de ortasahaya katkida bulunan gercek bir profesyonel. Sol bek Perincek ile dostluklari cok geriye dayanan Dilipak, uzun dili sayesinde rakip takimi kandirabilme yetenegine de sahip.
  3. L. Erdogan
    BOP Spor’un devsirme oyuncularindan L. Erdogan, defansin en zayif oyuncularindan olmasina ragmen rakibi iyi tanimasi, yalan soylemedeki bitmez tukenmez enerjisi ve kendi iddiasina gore uc harflilerle olan ozel iliskisi sayesinde savunmada kendine yer buldu. Takim kaptani ile sadece soyadini degil, bitmez hirs ve haset karakterini paylasmasiyla biliniyor.
  4. K. Ozdemir
    KOZ lakapli savunmaci, ayni zamanda takimin gizli oyun kurucusu. Ezeli rakipteyken onune gecemedigi gece hayati yuzunden takimdan kovulan KOZ, BOP Spor’in rakip oyunculari ve teknik direktorun taktiklerini cok yakindan bildigi gerekcesiyle yaptigi bir diger transfer. 6 numarali defansif ortasaha Fidan ile onceleri iyi bir ikili olusturan KOZ, isini sessiz ve derinden yapan bir profesyonel. Ayni zamanda menajeri olan babasi Said Ozdemir’in medyada cok yeralmasi ve hakkinda ortada dolasan “beyninde ur var, kanser olmus” gibi sakatlik soylentilerini siddetle reddeden KOZ’un ileride ne tur performans gosterecegi merakla bekleniyor.
  5. D. Perincek
    Uzun suredir sahalarda gozukmeyen yillarin eskitemedigi yirtici sol bek Perincek, rehabilitasyondan ciktiginda "Cemaatin kökünü kazıyacağız! " aciklamasiyla sahalara verdigi aranin kendisini ne kadar motive ettigini gostermisti. Takimin en sadik oyuncularindan "fabrikator" lakapli oyuncu, gerektiginde degisik kanatlarda oynayayip rakibin akilni celebilen, adrese teslim ihbar paslari ve muhtesem manevra kabiliyeti ile biliniyor. Yillarca degisik takimlarda degisik milletten hocalarla calistigi icin, zengin yabanci dil yetenegiyle takimin yabanci oyuncu ve malzemecileriyle koordinasyonunu da Perincek sagliyor.
  6. H. Fidan
    Iranli Ön libero Fidan, defansın önünde görev alarak rakibin hücum varyasyonlarına önde basma, pozisyon bozma görevini üstleniyor. Kaptan Tiran’in hucum varyasyonlarini arkadan destekleyen Fidan, ayni zamanda teknik direktor B.Atalay ile takim arasindaki en onemli kopru.
  7. APO
    7 numarali oyuncu bir nevi takimin “Beckham”i. Her ne kadar hata yapsa, yakalansa, elestirilse de vazgecilmez, medyatik, ve akilli retorik ataklariyla kaptan Tiran’in en yakin destekcisi. Her ne kadar medyaya mutevazi ve mulayim mesajlar verse de kendi takiminin kaptani olma istegi herkesce biliniyor. Apo ayni zamanda yabanci kluplerin de gozde transfer hedeflerinden.
  8. E. Ala
    Kameralarin onunde konusmayi becerememesi ve oyun zekasindan mahrumluguyla elestirilen Ala, yine de Tiran’in en buyuk yardimcilarindan. “Kapiyi kirin alin, gerekirse kanun cikartiriz” ekolunden gelen Ala, bu yetenegi ile stratejik ve operasyonel bir onem arzediyor.
  9. H. Gulerce
    BOP Spor’un bir diger yeni transferi Gulerce, zayif fizigi ve yetenegine ragmen, rakip defansi iyi bildigi gerekcesiyle takima girdi. Ankara Golbasi’nda imara acik arsa karsiligi transfer olan kisa boylu oyuncunun ilk maclardaki salvolari gayet yuksek perdeden olsa da henuz gol sevinci yasamis degil. Ezeli rakipten transfer oldugu icin Ergenekoncu ve Islamci taraftarlarin en ufak hatada kendisine hain gozuyle bakacaklari muhtemel.
  10. Tiran (Kaptan)
    Gençlik yıllarında amatör futbolcu, ilerleyen yaslarinda ise BOP takimi icin profesyonel oyun kurucu olan Tiran, her ne kadar gosteri maclarinda ayağına top değdiği anda önünde cümle savunma Kızıldeniz gibi ikiye ayrılsa da gercek maclarda rakipler, parayla satin alinan yandaslar gibi oynamadigi icin cok basarili bir performans gosteremiyor. BOP takimindaki ilk yillarinda sag gosterip soldan gecmesi, rakipleri her turlu usta ayak oyunlariyla ekarte edebilmesi, kimselere caktirmadan sag ve sol kanat ile ustaca paslasabilmesi ile takimini bugunlere tasiyabilen Tiran, performansin azaldigi su son zamanlarda şike, rakip taraftarilari tahrik edici hareketler, hakem aldatici hareketler, hakemleri tehdit, gerekirse macin iptali gibi cesitli yontemler dahil her maci almak icin oynayan, kaybetmeye hatta hic birseye tahammulu olmayan, son zamanlarda hirs ve ofkesi oyun zekasi ve yeteneginin onune gecen, taraftar, yandas ve takim arkadaslarinin “usta” ve “reis” lakabini taktiklari, Avrupa’da ise “diktator” olarak alinan ilginc ama kariyerinin sonuna yaklasan bir oyuncu.
  11. D. Yarsuvat
    BOP spor'un yeni forveti Yarsuvat, takim kaptani Tiran ile Balyoz davasinda beraber oynamisligi var. Daha onceki forvetlerin dusuk performanslari uzerine takima dahil edilen Yarsuvat, takim kaptani'nin kestigi vergi cezasini Balyoz'daki performansini Sunni Cemaatlere karsi mucadelede de gostermeye calisarak odemek isteyecek.

Yedekler

13. A. Gul
Takimin eski oyun kurucularindan Gul, her ne kadar jubile yapmayi koymussa da, zor zamanlarda rakibi yumusatip takimin imajini kurtarmak icin sahalara inebilir.

14. A. Davutoglu
Etkisiz oldugu icin yedege alinan basarisiz oyuncu, ilk 11’e girebilmek icin cok calisiyor.

15. B. Arinc
Takim kaptani olmayacagi ortaya cikinca jubile karari alan emektar oyuncu Arinc, yine de icindeki umut kirintisi ile yedek klubesinde sabirla bekliyor.

16. S. Tayyar
Ergenekon maclarindaki basarili ataklari ile meshur olan Tayyar, Helin Avsar ile kelepceli pozlari ve “48 saatte aliriz“ palavralarina ragmen ilk 11’e alinmayan bir baska fiyasko. Arinc gibi o da umut kirintisi ile kenarda oturuyor.

17. A.Babacan
Kendisine verilen gorevlerdeki basarisligi nedeniyle yedek klubesine cekilen Babacan, disaridan gelen tekliflere bakiyor.

B. Atalay (Teknik direktor)
BOP Spor’un tecrubeli teknik direktoru B. Atalay, milyarlarca dolar butceye ragmen kurdugu takimin basarisizligindan dolayi klup sahiplerine karsi mahcup. Yakinda yeni transferler veya tak tik degisikliklerine gidebilir. Eger sampiyonlugu kacirirlarsa futbolu birakip Iran’daki ciftligine donecektir.

"Takimda neden 12 numara yok?" sorusuna spor uzmanlar "12 numara halki temsil eder, ama bu BOP ekibinde halk yok" diye gorus bildirdiler.

Tuesday, December 16, 2014

Neden Osmanlica, Neden Şimdi?

Iran'in bir yandan Bati ile kopruler kurup kapitalist sisteme entegre olmasi, diger yandan Arap baharı ile bütün güç dengeleri reset edilmiş İslam coğrafyasının doğusundan güneyine; Irak, Lubnan, Suriye, Afganistan, Pakistan ve Yemen'deki Şii diasporasını ayaklanmalar ve sıcak çatışmalarla canlandırıp Ortadoğu'daki en güçlü ülke haline gelmesi tarihi bir olaydır. Zira Pers veya Şii jeopolitiği bu topraklarda haçlı seferleri akabindeki fetret döneminde yasadigi kısa süreli Fatımiler donemi veya dar ve bolgesel etkili Safevileri saymazsak Islamın gelişinden beri ilk defa bu kadar güç sahibi olmuşlardır.

İŞİD üzerinden İran Devrim Muhafızları ve Kuzey Irak Kürt yönetimine Ortadoğu'da kontrolsüz harekat imkanı verilmiş, Batılı güçler, kendi topraklarını korumak için tampon bölge kurmasına izin verilmeyen Türkiye'ye vermedikleri manevra alanını İran ve Kürt yönetimlerine bahşetmişlerdir.

Bölgedeki en büyük rakibi Türkiye'de bürokrasinin alt katmanlarını Mutaşa zinciri, üst katmanlarını ise rüşvet ağı ile avuçlarına alan Pers şeytanı, aynen Körfez ülkelerinde de kullandığı bu tuzaklar sayesinde Türkiye'den Osmanlı'nın batış nedenlerinden sayılan kapitülasyonlar ile kıyaslanabilecek önemde politik kazanımlar elde etmiştir. Iki ulke arasinda ticaret, egitim, saglik basta olmak uzere cesitli alanlarda yuzlerce anlasma imzalanmis, hemen hemen her anlasmada Iran'a karsiliksiz tavizler ve imtiyazlar verilmistir.

Cumhurbaşkanı danışmanı S.T., Başbakan vekili B.A. ve istihbaratın başı H.F. direk Iran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı çalışmakta, binlerce Iran ajanı da, iş adamı, din adamı, bilim adamı, pilot, doktor ve hemşire kimlikleriyle Türkiye'nin her yerine sızmıştır.

1950lerden beri masada pazarlığını yaptığımız Avrupa birliği ülkelerine verilmeyen avantajlar İran'a verilmiş, AB ile bir türlü üzerinde uzlaşılamayan uyum anlaşmaları sessiz sedasız Iran ile neredeyse tel taraflı yapılmıştır.
İşte bu noktada Osmanlıca'nın zorunlu olarak müfredata girmesinin nedeni manidardir.

Tiran'ın "isteselerde, istememelerde öğrenecekler" açıklaması akabinde konuyla ilgili görüş bildiren İranlılar, Osmanlıcadaki Farsça kelime sayısı ve gramer etkisi dolayısıyla Türk halkının farsçayı ve fars kültürünü daha kolay hazmedeceği, bunun iki ülke halklarının kaynaşması için son derecede önemli olduğu söylediler. Yani hükümetin Iran güdümlü politikaları sayesinde devlet dairelerine ve para ticaretine kanca atan Iranlılar, Osmanlıca ile de "grass roots" çalışması ile halka da kanca atabilecekler.

Zaten Iran mamulu meyve ve sebzelerinin semt pazarlarini isgali, Iran leblebicilerinin bile Corum'daki leblebi ureticilerine yari fiyatina leblebi satmak icin Iran'dan kalkip gelebilmeleri, Iran'li kuafor ve hemsirelerin Orta anadolu'da peydah olmalari, Dogu ve Guneydogu'daki ortaokul talebelerinin Iran sehirlerine kamplara goturulmeleri, binlerce Alevi dedesinin Şiiligin merkezi Kum sehrine organize bir sekilde goturulmesi organizasyonlariyla grassroots seviyesinde Anadolu halki uzerine calismalar yapmaya baslamisti.

Osmanlı devrinde Anadoluyu şiileştirmek için çalışan Iran ajanları, bunu muhtemelen dil kursları ile "reinforce" edecek. destekleyecek.

Tabi ki buna, özerklik veya bağımsızlık eşiğindeki Kürtlerin konuştuğu Kürtçe'nin de Farsça dil grubundan geldiği gerçeğini unutmadan bakmak lazım.

Memurluk sınavları kriterleri ile oynanması ve muhtemelen ileride Osmanlıca konulu soruların KPSS'ye eklenmesiyle AKP'nin ve Iran sevdalıların arka bahçesi haline gelmiş IHL okullarından mezun kadroların önünü açacağı malumdur. Böylelikle İran, mut'a ve rüşvet ağıyla bağladığı Türkiye'de kurduğu ihanet networkünün geleceğine yatırım yapıyor olabilir.

Tabi ki konunun C.Başkanı nezdindeki değerinin gündem değiştirme ve polemik maksatlı olması arkaplandaki Farsça bağlantısını göz ardı etmemiz için yeterli neden değildir.

Ayrıca şu an iktidarda olan eski İslamcı gelenek politikacılarının Arap Ihvan-I Müslimin geleneğinden doğmuş, Humeyni devriminden en üst derecede etkilenmiş düşünce dünyalarında "Osmanlı" ve "Türk" kavramlarının çok da sevilmediği herkesin malumudur.

Işte bu bağlamdan bakıldığında Osmanlıca ders dayatmasının samimiyeti ve perde arkası tekrar tekrar düşünülmelidir.